Okul Müdüründen

Şiddet…Hayatın iç acıtan, can yakan yüzü. Çocuk ve şiddet kelimeleri asla yan yana gelebilecek kelimeler değildirler. Ancak gerek yazılı ve görsel basında gerekse sosyal medyada şiddet haberlerinde gözle görülür bir artış yaşanmaktadır. Sözel şiddet, fiziksel şiddet, cinsel şiddet, hayvanlara karşı yapılan şiddet vb.

Bunun yanında çocuklar arasında yaşanan şiddet davranışlarında da ciddi bir artış söz konusudur. Evet, insanın aklı almıyor değil mi? Küçük bir çocuk arkadaşına karşı, kardeşine karşı, hayvanlara karşı nasıl şiddet gösterebilir?

Saldırganlık bir dürtüdür. Şiddet ise saldırganlık dürtüsünün davranışa dönüşmüş halidir. Burada öncelikle çocuğun şiddete ve saldırganlığa yönelme sebeplerinin çok iyi analiz edilmesi gerekmektedir.

Bir çocuk neden mi şiddet gösterir?

-Aile içi sözel veya fiziksel şiddete maruz kalıyorsa,

-Saygının, hoşgörünün, sevginin, ilginin olmadığı bir ortamda büyüyorsa,

-Aile içinde aşırı baskıya maruz kalıyorsa,

-Sözel şiddet ile başlayan anne-baba tartışmaları fiziksel şiddet ile devam ediyorsa,

-Yapmak istedikleri konusunda sürekli olarak engelleniyorsa ya da tam tersi olarak yapmak istediği her şeyi sınır tanımadan yapabiliyorsa,

-Özgüven problemi yaşıyorsa,

-Anne-baba, dayağı bir terbiye aracı olarak kullanıyorsa,

-Teknolojik aletler(tablet-televizyon-telefon-bilgisayar) ile uzunca süre baş başa kalarak şiddet içerikli oyun veya filmler izliyorsa,

Ne yazık ki bu durumda olan bir çocuk şiddete ve saldırganlığa meyilli olacaktır.

Bir eğitimci olarak çocukları gözlemlediğim zaman bu tür şiddete meyilli çocukların hemen kendilerini belli ettiklerini görüyorum.

Nasıl mı?

Çünkü bu tür çocuklar;

-Sürekli olarak ilgi çekmeye çalışırlar.

-Arkadaşlarının kurduğu oyunu bozmaktan çekinmezler, huysuz ve geçimsizdirler.

-Kuralları hiçbir zaman sevmezler ve kuralları çiğnemekten geri durmazlar.

-Her an kavga etmeye hazırdırlar, etrafta pimi çekilmiş bomba gibi dolaşırlar.

-Arkadaşlarıyla, anne ve babalarıyla, öğretmenleriyle sürekli olarak anlamsız bir çatışma içindedirler.

-Sürekli ceza alsalar bile aldıkları bu cezanın caydırıcı bir özelliği olmaz. Yani verilen cezadan istenilen düzeyde etkilenmezler.

-Saldırganlık ve şiddet davranışını tekrar tekrar göstermekten çekinmezler.

Masum davranışlar içinde olması gerektiğini düşündüğümüz bir çocuğun böylesine karmaşık bir ruh hali içinde olması gerçekten de çok üzüntü verici bir olaydır.

Sürekli öfke nöbetleri geçiren, çevresine zarar veren, saldırganlığa ve şiddete meyilli çocukların anne ve babalarına çok iş düşmektedir.

Bu konuda neler mi yapabilirler?

-Çocuğu şiddete yönelten sebepler belirlenmeli ve bu sebepler ortadan kaldırılmalıdır.

-Anne ve baba sevgi, saygı, hoşgörü konusunda çocuğa rol model olmalıdır.

-Çocuğun hataları karşısında onu sürekli cezalandırmak yerine sevgi dolu bir iletişim kurulmalıdır.

-Çocuk fiziksel olarak rahatlayabileceği sportif aktivitelere özellikle de yüzmeye yönlendirilmelidir. Suyun terapi etkisi öfkeli çocuklarda sakinleştirici bir rol oynamaktadır.

-Ebeveynler hiçbir zaman çocuğun önünde kavga etmemeli, birbirlerine karşı sözel veya fiziksel şiddete başvurmamalılar.

-Anne-baba çocuğuyla kaliteli vakit geçirmeli, çocuğa yeterli vakit ayırabilmelidir.

-Çocuğun şiddet içerikli oyun ve filmler izlemesine izin verilmemeli, teknolojik aletlerin başında saatlerce vakit geçirmesi önlenmelidir.

-Çocuk öfkelendiği zaman dikkati başka yöne çekilmelidir.

-Ebeveyn, çocuk sakinleştikten sonra gösterdiği davranışın doğru olmadığını, ben dili kullanarak ne kadar üzgün olduğunu olumlu bir dil ile anlatmalıdır.

-Çocuğunuza asla vurmayınız, hakaret etmeyiniz.

-Her yaş döneminde çocuğun maddi-manevi ihtiyaçları yeterli bir şekilde karşılanmalıdır.

Unutmayınız,

Şiddet davranışı, sonradan öğrenilen bir davranıştır. Sizin davranışlarınız çocuğunuzun ileride nasıl bir insan olacağının en iyi göstergesidir. Nasıl bir çocuk istiyorsanız öyle davranırsınız.